8 Temmuz 2011 Cuma

Frankfurt’tan ‘Deliler’ geçti


 Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Tiyatro grubu Teatra Jiyana Nû önceki akşam Almanya’nın Frankfurt kentinde “Komara Dinan Şermola (Deliler Cumhuriyeti) oyununu sahneledi.

DURSUN KAZAN

“Varlığımızla yaşadı, çoğaldı bu toprak. Sahte ışıkların altında, bir hiç gibi göründü bunca zaman bizlere. Gözlerimiz uzak okyanuslar düşler oldu. Ve ışıklarınız şeytanların hileli okyanusuna uzanan nehir koları olup, kandırdı yol göstericiliğin uydurma güneşiyle bizleri. Kimliksizleştirdi. Ve şimdi yine suya döküldük. Sayımız yüz, beşyüz, bin, üçbin belki. Umutsuzluğun eşiğinde, doğal bir sürgün bizi Güneş Ülkesi’nden, ülkemizden koparıp uzaklaştıran.”

MKM Tiyatro gurubu Teatra Jiyana Nû Farnkfurt Nortweststad’da Komara Dinan Şermola (Deliler Cumurriyeti) oyununu sahneledi. Oyuna Kürtlerin ilgisi beklenenin üzerindeydi. Oyundan sonra, izleyenlerle oyuncular arasında oyun üzerine tartışma yapıldı. Karşılıklı soru cavap biçiminde geçen tartışmada, daha çok neler yapılabilirdi, eksiklikler nelerdi vb. biçiminde izleyenler düşüncelerini ifade ettiler. Henüz tiyatro seyircisi oluşmadığı, oyun sırasında telefonların çalması, oyun sahnelenirken dışarı çıkıp, içeri girmeler olumsuz bir tablo ortaya çıkarmasına rağmen, bu tür sanatsal etkinliklerin artmasıyla bu türden olumsuzlukların zamanla giderilleceğini düşünüyoruz.
Antik Yunan tregedyasından, Kürtlerin Şermolası’na geçiş hızlı oluşmadı. 1919’da yazılan Memê Alan oyunu, teatral bir metinken bu gün Kürt tiyatro sanatçıları eylem alanlarını sahneye taşırdılar bile. Tiyatro sahnesinde Kürt kimliğinin yansımasını taşıyan “Teatra İiyana Nû”, bu sahne artık bizim de kendimizi ifadelendirdiğimiz, Kürtçemizle şenlendirdiğimiz bir alan olduğu  gerçeğiyle yüz yüze getirdi dünyayı. Jiyana Nû tiyatral düzeyi yakaladığının işaretlerini veriyor. 1991 yılında MKM’de başlanan tiyatro çalışmaları, şimdi ürünlerini veriyor. Bir çok eksiği beraberinde taşısa da yapılanlar, alınan mesafe hiç de hafife alınacak cinsten değil. Bir yandan devlet baskısı, bir yandan olumsuz koşullar, olanakların yetersizliği, Kürtçe yazılmış tiyatro metninin olmaması ya da yeterli düzeyde olmayışı ile birlikte bugüne kadar oluşmamış veya bir türlü oluşturulamamış tiyatro tarihi de eklenince, ortaya çıkan tablo insanı cidden ürkütüyor. Bütün bunlar bir araya gelince ortaya çıkan sanatsal ürün karşısında insanın ayağa kalkmaması, önünde saygıyla eğilmemesi içten bile değil. Berlin’de düzenlenen Kürt Tiyatro Festivali’yle zirve diyen Kürt tiyatrosu, öyle sanıyoruz ki Kürtlere Dianysos şenliklerini yaşatmıştır.
Teatra Jiyana Nû Avrupa turnesinde sahneye koyduğu Helim Yûsîv’in öyküsünden esinlenen Komara Dînan “Şermola” (Deliler Cumurriyeti) oyunu Frankfurt’ta sahnelendi. Oyun toprağın sesiyle başlar. Ölümle yaşamın, aklın ve deliliğin sınırında, değişimlerin gel gitlerin etrafında şekillenen oyun, genel örgüsünde yalın bir anlatım olmakla birlikte, seyirciyle iletişim konusunda anlatımda absürd yanlar hakimdi. Üslup olarak dramatizasyon yoluyla seyirciye aktarım, dildeki erezyon, yasaklarla kuşatılmış Kürt kimliğini ifade, karanlık delhizlerde el yordamıyla aranan kayıp kültür, isanın ruhundaki parçalanmayı eski zamanlarda aramayı bırakmak yaklaşımına benzer psikolojik süreci, seyircinin de yaşamasını sağlayacak, ama arayışı seyirciyle palaşmak yerine seyirciye eskiyi bırak da yaşadığın ve gelecek yeni güne bak... “Baba bu kadar kitap nasıl bu küçük kafaya sığacak?” Oyun Şermola’yla başladı demiştik. Kişilik, anlatım, gerçeğe yaklışım ve bire bir psikolojik etki ve aktarım. Oyunda epik kurgu olmakla birlikte yukarda da dediğimiz gibi absürd tiyatronun izlerini daha çok taşıyordu. Yeniye, güzele Kürt tiyatrosuyla yolculuk başladı. Kimse dışarda kalmasın!

Özgür Politika

Hiç yorum yok:

Popüler Yayınlar